Körling birçoğumuzun uzak olduğu sporlardan. Olimpiyatlarda denk geldikçe izlediğimiz bir spor. Fakat Kanada gibi soğuğun egemen olduğu ve buzsal aktiviteler dışında dışarda yapılabilecek aktivitelerin kısıtlı olduğu bölgelerde ise oldukça popüler.
Belgeselde körling takımlarının amatör ruhlarından bahsedilmiş. Körling henüz bir olimpiyat oyunu varsayılmadan önce, insanlar toplanıp sosyalleşme amacıyla bu oyunu oynuyorlardı. Amatör düzeyde olması, oyuncuların eğlenmelerine daha fazla imkan sağlıyordu ama peki ya birisi buna profesyonel bir yaklaşım getirseydi sonuçları ne olurdu? İlerleyen satırlarda bundan da bahsedeceğim.
Al Hackner’ın sahip olduğu performans öncesi rutinine de değinilmiş. Al Hackner genel olarak sakin bir yapıya sahip olarak bilinen, duygularını pek yansıtmayan bir oyuncu profiline sahip. Soğukkanlı halleri, seyircilerin ona hayran olmasını sağlamış birkaç noktadan biri. Hackner, performans öncesi rutini olarak önce gözlüğünü düzeltir. Ardından süpürgesini yere indirir ve taşını birkaç kez sallamaya başlar. Hackner, 80lerde yaptığı rutinin aynısını halen aynı şekilde devam ettiriyor.
Al Hackner’ın 1985’te yaptığı iki taşı dışarı atmayı başardığı ve ardından körlingin kurallarının yeniden yazılmasına sebep olan atışının ardından Pat Ryan bu yenilginin sebeplerini düşünmeye başladı. Extra end turunda Ryan’ın takımı toparlanamamıştı. Maçın uzamasının ardından kazanan taraf Al Hackner’ın takımı oldu.
Ryan gece tüm atışları hayal ederken hatalarının hücumsal olmadığını ve defansif eksiklerinin bulunduğunu fark etti. Artık bu spora profesyonel bir yaklaşım getirmenin zamanı gelmişti. Bir fikir üzerine kurulu planını uygulamak adına takıma uymaları gereken kuralları vermeye başladı. Koruma taşlarından kurtulabilmeleri durumunda maçı kazanmaları kolay olabilecekti. Belki maçta çok skor çıkmayacaktı ama yeni bir devrin başlangıcı geliyordu. Önlerine gelen tüm taşları vurup dışarı uçuracaklardı. 1985’te 3 kez art arda koruma taşlarını çıkaramadıkları için kaybetmişlerdi.
Ryan’ın kurallarına bakacak olursak;
1- Hiç kimse hakkında olumsuz söylemler olmayacaktı.
-Bu madde ile takım içinde yaşanan problemlerin görmezden gelinmesinin önüne geçmeyi amaçlıyordu. Birinin biriyle problemi varsa oturup çözmeye çalışmaları gerekiyordu. Takım, takım olma becerisine ulaşabilmeliydi.
2- Eve geç saatlerde dönmek yoktu.
-Bu madde sayesinde oyuncuların uyku düzenlerinin sağlanması amaçlanıyordu. Dinlenmiş bir oyuncudan daha fazla performans elde edilebileceğinin farkındaydı Ryan. Bazı oyuncuların sabah harika işler çıkardığını ilerleyen saatlerde performanslarının feci bir şekilde düştüğünü gözlemleyebilmişti. Bunun sebeplerini düşünürken uyku problemleri olduğunu fark etmiş olabilir.
3-Turnuva sırasında alkol tüketimi yasaklanmıştı. Ayrıca sigara kullanımı da yasaktı.
-Her ne kadar körling amatör düzeyde başladığında insanların ağızlarında sigaraları, ellerinde biralarıyla oynadıkları bir oyun olsa da, Ryan için artık bunu değiştirmenin vaktiydi. Sadece geceleri oyundan sonra birkaç biraya izin veriliyordu.
4- Banklara oturmak yok. Ayakta durulacaktı.
-Rakibin gözünde zayıf, çaresiz gözükmek istenmediği için ayakta durmak tercih ediliyordu. Rakip açısından imajın korunması amaçlanıyordu. Ayrıca oyuncular ayakta olduğu sırada oyunu izlemeye devam edebilirlerdi. Böylece diğer dikkat dağıtıcı unsurlarla etkileşime geçmemiş ve oyundan kopmamış olabilirlerdi.
5- Seks de yasaklanmıştı.
-Dikkat dağıtıcı tüm unsurlardan arınık bir program geliştiren Ryan için önemli tek şey kazanmaktı.
Ryan dramatik yenilgiden sonra oyunun amatör ruhlu eğlence anlayışından sıyrılmasını, yenilik katarak kural ihlaline henüz için mahal vermeden rakiplerini alt etmenin bir yolunu bulmuştu.
Amaç, seyircileri eğlenmek değildi. Maçları kazanabilmekti.
Fakat bu düşüncesi 1989’da arenadaki insanlar tarafından hoş bulunmadı. Herkes maçın sıkıcı olduğuna dair tepkilerde bulunuyorlardı. İşte Ryan istediğini başarmıştı. Artık hiçbir şey eskisi gibi olmayacaktı. Medyanın sorusuna ise “seyircilerin 1985’te yeterince eğlendikleri” cevabını verdi. Artık eğlenme değil kazanma vaktiydi. Eğlenmek için oynayanlar amatörlerdir, profesyonellerin amacı kazanmaktır. Ryan’ın bakış açısı ve takıma katkısı oyunun profesyonelleşmesi ihtiyacını doğurdu.
Körling kurallarının yeniden yazılması gerekiyordu. Ryan’ın yaptığı sportmenliğe aykırı veya illegal değildi ama seyircinin eğlenceli bulamıyor oluşu, spor pazarlaması bakımından problemler doğurabilirdi. Seyircinin eğlenmediği, izlemediği bir spor türü maalesef finansman problemleri, maddi kaygılar gibi sebeplerle amatör düzeyde kalabilir.
1993’te puanlama kuralı değişti. “Free Guard Zone” sayesinde Ryan’ın planı boşa çıkmıştı ama bir yıl sonra yine kazanmayı bildi. Oyuna kattığı profesyonel yaklaşımın bir meyvesiydi.
Ayrıca o yıl kuralların değişmesine rağmen hala diğer insanlarla mücadele edip kazanabileceğini de göstermek adına daha hırslı çalışmış olabilir.
Ardından takımlar profesyonelleşmeye, oyun büyümeye ve imkanlar artmaya başladı. Eğitmenler, zihinsel koçlar, egzersiz ve diyet programlarıyla maçlara hazırlanan birer atlete dönüştüler. 1998 yılında ise resmi bir olimpiyat oyunu olarak tanındı.
Ryan kariyerini noktaladıktan sonra müziğe yöneldi. Muhtemelen amatörken kaybettiği kupa yüzünden körlingi bu kadar ciddiye alması gerekmişti.
Al Hackner ise körling efsanesi durumunda ve ABD Körling Yüksek Performans Programı Koçu ekibinde körling kariyerini sürdürüyor.
Belgeselin bu bölümünde bir oyunun amatörlükten profesyonelleşmesi sürecini gördük. Profesyonelleşen sporlar bazen eski tatlarını yitirirler. Seyirciler, eski körlingin böyle olmadığını düşünebiliyor. Fakat dünya büyüdükçe profesyonelleşmeyi birçok yerde görmeye devam edeceğiz ve etmeliyiz. En azından artık buzun üstünde sigarayla kayan insanlar görmüyoruz ve sporcuların uymaları gereken programlarını hazırlayan ekipler var. Artık başarmak daha zor ama çalışmak için hala vakit var.